su - zaman - karınca - topak
Zaman su gibi akıyor…
İyi/kötü şekillendiriyor bizleri… Bizlerde gerek suyun akışına gerekse durumumuza, tavrımıza, yapımıza göre yeni formlar alıyoruz…
Ama biliyoruz ki aynı nehirde iki kez yıkanamayız. Yani, bazen mutlak çaresizlik gibi görünse de ufak tefek bile olsa bişiler yapılabiliriz. burada bize pozitif paranoyalarımız ve her şeyin birbiriyle alakasını yani Çin’deki kelebeklerin kanat çırpışları okyanusta fırtınaya sebep olabilir-i- (mi) dikkate almalıyız tabiî ki kapının arkasından gülen Murph’yi unutmamak lazım…her şeyde parmağı var… kötü giden işlerin mutlak gücü….
Fakat birde çekim yasası var….
Acaba ne yapmalı…
Daha az uyusak nasıl olur?
Az uyku cilde zararlı ama ;) çabuk kırışırız Allah muhafaza :) ama bir yandan da hergün bu vakitlerimiz yok mu ediyoruz. Bir çok şeye vakit ayıramazken uykuda geçirdiğimiz zamanları nasıl telafi edebiliriz. Özellikle plansız harcananları Allah soracak herhalde bizlere öteki dünyada :))) (1)
Birde uykuda harcamayıp boşa geçirdiğimiz ne yapacağımızı bilemediğimiz kümesten yeni çıkmış tavuklar gibi sağa sola koşturduğumuz panik anlarımız veya her şey bitmiş gibi sadece beklediğimiz, yatıp devirdiğimiz zamanlarımız var? Bunlara ne demeli ben bilemiyorum? En azından uykumuzla pazarlık edemiyorsak ötekilerle bir iyileştirme yapabiliriz.
Mesela bizde sıkıntı yaratan/yapmamız gereken işleri bir listeye dökebiliriz ve bu listedekilerin bize ne gibi etkilerinin olacağı önemlilik/ivedilik/fayda sıralarına göre sıralayıp bir müddet kılavuz olarak bu listemizi kullanabiliriz. Tabi bunun sonu plan için az kullandığımız süper-sonik beynimizin bize kazık atıp yan gelip yatması ve her tarafın yapışkan not kâğıtları olması olabilir… yada sevgiliniz/eşinizi etrafında her şeyi not olan bir problem haline dönebilir siniz :))) unutmamalıdır ki; KADINDAN KORKMAYAN TAŞ OLUR!!! Şüphesiz ki onlar problem sevmezler ;))) ve öç alıcıdırlar… :( :( :( :( -ne kadar ağlasan boş-
Birazda sonra devam edeyim….
(1) yeri gelmişken bir anımı anlatacağım sizlere çok gücükkken hatta bana küçük bile denmezken biz karıncalarla oynarken bir büyüğümüz yanımıza geldi ve dedi ki eğer karıncaları öldürürseniz öteki tarafta siz karınca olacaksınız oda sizi ezecek, öldürecek… biz zaten öldürmüyorduk beklide sadece evlerini merak ediyorduk... Ama nedense ben çok etkilendim hep aklıma bu gelir ne zaman öte taraftaki adalete ait bir muhakemede bulsam kendimi hemen neden yargılanıyorsam o ve benle yer değiştirim. Karınca olurum, at olurum, arkadaş olurum, simitçi olurum, bakkal olurum, manav olurum, kedi olurum :))) aslında bunlar küçükken olduklarım artık kimseye birşey yapmıyorum, kötü değilim ben. sütten çıkmış ak kaşığım adeta….
–birde topak olurum, çok kötü çok…-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder