Bazen ne yapacağımı nasıl çalışacağımı bilemiyorum aklım fikrim almıyor hayatın akışına ağzı açık ayran budalası gibi bakarak akşamın oluverdiğini fark bile edemeden servis saatinin geldiğini fark ediyorum. tabii ki önce akşam olduğunu fark etsem ama önce servis saatini fark etmesem daha kötü olurdu tabii o zaman işyerinde kalırdım… kim bilir ne kadar kötü olurdu ama bu şekilde en azında eve gidebiliyorum zaten servisten inince düşünmeden gidiveriyorum eve yani içgüdüsel olarak sora da sabah oluyor zaten o zamanda hanınım, içimin güzel yüzü arıyo beni bende kalkıyorum genelde ben saatini 08:01’e kurarım oda beni 08:11 de arar, bazen atlatırım onu o zaman ertelemelerimin durumuna göre 08:15 veya 25 gibi kalkarım eğer çok geç kaldımsa hemen bir takım elbise giyerim ve altına artık uzun zamandır özellikle acil durumda eş olarak giydiğim gömlek ve kravatımı takarım ama bazen canım sıkkındır hakikaten o zaman ruh halime göre alakasız da olsa bir kreasyon olur… ve fakat genel olarak geç kalktığım günlerde şık olurum çünkü benim için şık olmak hakikaten kolaydır çünkü genelde hep yedek acil durum kıyafetleri tutarım…
Sorasında Pazartesi (Pazar akşamı da olurum bazen ama çok nadiren) Çarşamba ve Cuma sabahları 08:11 gibi kalkmam gerekir çünkü o günlerde tıraş olmam gerekiyor uzun zamandır özel günler haricinde 2 günde bir tıraş oluyorum bu şekilde bana hafta daha çabuk bitiyor gibi geliyor yani 3 defa tıraş olduğumda özellikle sonuncu tıraşımda (Cuma) tatil demek genel olarak hafta sonu da tıraş olurum ama orada bir sınırlama zorlama olmadığı için içimden gelerek ve çok rahat /mutlu bir şekilde olurum zaten tıraş olmadığımda veya tırnaklarım uzadığında aynı zamanda saçımda uzadığında rahat edemem, geriliyorum nedense o nedenle genelde saçım kısadır MBA yaparken yine sınavlardan önce saçımı kısa(cık) kestirirdim sora evi temizler/temizletirim çünkü sınav zamanında evim kirliyse/dağınıksa kesinlikle çalışamam/konsantrasyonumu toplayamam…
Ha, ne diyorduk konu çok dallanıp budaklandı biliyorum böyle olunca anlaması zorlaşıyor ama üzülmeyin ben de aynı dertten muzdaripim neyse; sora 08:40 gibi servisimiz geliyor ben servise biniyorum bazen ben durağa gidince servis arkadaşlarım bir konu tutdurmuş oluyor çoğunda onlardan uzak durmaya çalışıyorum çünkü o vakit daha sosyal kılıfımı tam olarak üzerime oturtamadığım için içinde pek rahat edemiyor etrafa kelebekler saçamıyorum ama bazen de ben gittiğimde fark edilmiyorum ve/veya o gün şanslı oluyorum hiç kimse bana bir şey demiyor hemen servisimizdeki yerimi alıyorum eğer uygun ortam varsa ve akşam uyumadımsa uyukluyorum o zaman ki son zamanlarda uyuduklarım da oldu…
Bazen de bana bişiler soruyorlar genelde bilgisayar hakkında oluyor ve sizlerde biliyorsunuz, memleketim acısından iyi ki artık her kesin bilgisayarı var (geçen yıl 2 milyon bilgisayar satılmış memleketimde…)
Melela bu yazımı akşam 17:50 gibi yazmaya başlamıştım ama son anda servisle gitmeye karar verince yazımı yarım bırakmak zorunda kaldım ki şu an okumakta olduğumuz paragraf sabahın fresh paragrafıdır… örneğin/mesela dün akşam eve servisten inice sevdiceğimle karşılaştım sorasında yürüdük biraz Tunalı’da ve ben uzun zamandır paça çorbası yemek istiyordum ve fakat kolesterol konusunda sakatat yasaklısı olduğum için yiyemiyordum dün bu yasağa ihlal ettim ve bir karışık (paça yedim Rumeli işkembecisinde 8,25 ytl’ye biraz da acı, sirke, limon koyunca süper birşey oldu walla… afiyet şeker olsun bana ama inşallah yaramazda kolesterol yapmaz–amin-
Evet ne diyordum sorasında eve gittik sevgilicim bir gün öncesinde keşkek yapmıştı ki hakikaten keşkek hastası gibi bişidir zatı şahanem ve ben de biraz yedim eşlik etmek adına aslında biraz daha yerdim ama az ısıtmış ne yapalım öle olunca yiyemedim aslında sevgilim ben ne kadar az aç olsam da sen bana yarım birşey ısıtma zaten sen rejimde oldugun için genelde benim hakkımdan da yiyorsun ve olan benim yarım hakkıma oluyor ve benim yarım hakkım kalıyor inceceeecik hıncaaacık birşey…
Neyse baktım keyfim yerinde birde çay yapayım kendime dedim.(artık sevdiceğimden çay yapmasını istemiyorum çünkü babası da çok severmiş çayı ama aile dişicanları sevmediği için tüm dişiler karşı büyütülmüş/büyümüşler çaya… ama kimse muhterem kayınpederime höd diyemediği için ancak onunlayken rahatlıkla çay talepleri yağdırabiliyorum etrafa… evde böyle olmuyor sevdiceğim çay’ın Ç’sini duysa adete Çegovara oluyor ve bu cay hapsi ne zaman biter müebbet mi bu kardeşim die deliriyor öle olunca bende artık tırstım, sindim walla… kendim yapıyom gari…)Hakkatende çayıda güzel yapmışım ama çaydan önce yaklaşık yarım litre kadar dondurma yedim kaymaklı artık boğazım acımaya başlar gibi olunca çaya geçtim neyse… çayı da züpper yamışım dediğim gibi tekrar oldu ama zaten hayat tekrar değimlidir a dostlar (artık kimse dost şimdiye kadar kimselerde okumadı yazılarımı yaa…) tabi güzel olunca ve uzun zamandır çay içmeyince 3 büyük bardak içtim… kendicazımın bünyesinde pek bir narin bir hassas bir gıcıktır her şeyden etkilenen allerjikcan biriyimdir halböle olunca uyuyamadım tabii gece 2 ye kadar sora dedim ki madem uyuyamadaım yarın işe geç gideyimde bari bir kaçamak yapayım…
Neyse uyudum sabah süper pecomla gideceğim işe birde ne göreyim ilk uyanmamla sevgilicim üç nokta beş atıyor ortalıkta meğer servisi kaçırmış ondan dönüyormuş tavuklar gibi götün götün… ama dedim ben gidecektim bugün işe arabayla ona göre ayarladım her şeyim biliyorum canım dedim. Sevgilim sen artık akşama alırsın arabayı söz getiririm arabayı akşama sana … sen bugünlük servis/istersen belediye otobüsüyle gidebilirsin dedi.. ama aslında kendiside gidebilirdi metroyla işe ama artık ne ben konuyu açmak istedim ne de o bişiler ima etmek istedi.. ben uyudum tekrar…
3 Nisan 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
yanacıklarını ısırırım senin.. seni çok seviyorum..
Yorum Gönder