25 Mayıs 2007 Cuma

boşluğunu çok derin hissettiğim varlığını özlediğim içimde bişiler…

Sanki ölünce benimde bir parçam öldü. Yok oldu. Bir boşluk…
Varken varlığını hissedemediğim ama şimdi, yokken boşluğunu çok derin hissettiğim varlığını özlediğim içimde bişiler…

24 Mayıs 2007 Perşembe

ne yaptın be EMİN BEY

Çok kısa zamanda hayatımda babam kadar yeri olan bazen babamdan daha çok dikkate alıp, sözünü dinlediğim sevgili büyüğüm, abim, babam, arkadaşım, yol göstericim Emin Bey’in vefatını 13:06 itibariyle öğrendim. İçimde derin bir üzüntü, tarif edilemez bir boşluk. Sanki bişiler mideme çöreklenmiş hiçbir şeyim olmamamsına rağmen nefes almakta güçlük çekiyor, gözümde akmayan gözyaşlarıyla dalıp dalıp gidiyorum. Aklımda o. Beynim zonk zonk zonkluyor. Yokluğu çok derin hissediliyorum.
Tamda işyerinde başka bir arkadaşına başsağlığı dilerken, acısını paylaşamaya çalışırken bir şaka gibi bütün soğukluğuyla öğrendim kötü sonucu…
Garip bir boşluk sanki denizde dibe çöküyormuşum gibi bir his…
İnanamıyorum rahatsızlığının başından beri inanamamıştım. Bana göre hep abartıyordu, hep çok iyiydi ve hala çıkıp gelecek gibi….
En son 19 Nisanda konuştum ve her zaman bu tür şeylere söylediği gibi benim işler artık b.ka sarmaya başladı durumumum iyiye gitmiyor. Kendine iyi bak artık görüşemeyeceğiz demişti ama ben durumun ciddiyetine varamayarak; yok ya Emin Bey siz hep böyle yapıyorsunuz sizin derdiniz çok bilmek ve bunun ilerisi olarak kötü paranoyalar demiştim ama dediği gibi
Oldu ve bu konuşmamız son konuşmamız ve konuşmadan birkaç gün önceki görüşmemizde son görüşmemiz oldu.
Konuşmamız biterken durumunuz kötüye gitmesine binaen görüşelim mi istemisiniz diye sormuştum ama gerek yok görüşmek ne yaparki, daha yeni görüştük zaten sıkma kendini mutlu ol demişti.
Aslında söylenecek çok şey var: çok severdim…

Bundan 4-5 yıl önce Ankara’ya yerleşmeden önce Denizli’de yaşardım sonra buraya geldiğimde çok bariz bir şiveye sahiptim, bir gün beni çağırdı müsvette bir kağıda Kar Kaar Kậr şimdi hatırlamadığım birkaç bişi daha yazmış, bana aralarındaki farkları ve nasıl okumam gerektiğini anlattı aslında farkları biliyordum ama birşey demedim o gün biraz pratik yaptık sonra başka bir kontrol derken hallettin bu sorunu. O gün bu gündür düzgün okurum, dikkat ederim. Geçenlerde bir arkadaşım ben çalışırken yanıma geldi bravo dedi bana esprili olarak artık kağıt’ı güzel okuyabiliyorsun. Evet, artık şivem daha az hissediliyor.
Neyse ne desem eksik kalır en iyisi bişiler dememek beklide… hala inanamıyorum bir daha göremeyeceğimi bir daha konuşamayacağımızı, çok zor çook!!!
SENİ ÇOK SEVERDİM EMİN BEY!
SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM!
SENSİZ ÇOK EKSİĞİM!
SENİ UNUTMAYACAĞIM!

21 Mayıs 2007 Pazartesi

Turhan Selçuk ...

Yapılacaklar:

Yapılacaklar:

Televizyon taşınacak,
Pencere süngeri alınacak,
Pencerelere sineklik yapılacak,
Halı alınacak,
Perdeler yaptırılacak,
Kanepe alınacak,
Anane, Kavaklıdere, Antalya, Denizli’ye gidecekler ayrılacak,
Ev temizlenecek,
Eski ev boşaltılacak,

Pazarlama ödevi kontrol edilerek, çıktısı alınacak, ciltlenecek…
Seminer ödevinin değişiklikleri yapılıp kontrol ettirilecek…
Seminer ödevinin değişiklikleri yapılıp kontrol ettirilecek…
Mali Tablolar Analizi dersinin ödevi hazırlanacak…
Eczaneye reçeteler götürülecek…
Göz doktoruna gidilecek,
Diş doktoruna gidilecek,
Meloş’un bilgisayarı tamir edilecek,
Erikli’ye telefon edilecek,
Nurcan Yenge’ye telefon edilecek,
...

su - zaman - karınca - topak

Zaman su gibi akıyor…
İyi/kötü şekillendiriyor bizleri… Bizlerde gerek suyun akışına gerekse durumumuza, tavrımıza, yapımıza göre yeni formlar alıyoruz…
Ama biliyoruz ki aynı nehirde iki kez yıkanamayız. Yani, bazen mutlak çaresizlik gibi görünse de ufak tefek bile olsa bişiler yapılabiliriz. burada bize pozitif paranoyalarımız ve her şeyin birbiriyle alakasını yani Çin’deki kelebeklerin kanat çırpışları okyanusta fırtınaya sebep olabilir-i- (mi) dikkate almalıyız tabiî ki kapının arkasından gülen Murph’yi unutmamak lazım…her şeyde parmağı var… kötü giden işlerin mutlak gücü….
Fakat birde çekim yasası var….

Acaba ne yapmalı…
Daha az uyusak nasıl olur?
Az uyku cilde zararlı ama ;) çabuk kırışırız Allah muhafaza :) ama bir yandan da hergün bu vakitlerimiz yok mu ediyoruz. Bir çok şeye vakit ayıramazken uykuda geçirdiğimiz zamanları nasıl telafi edebiliriz. Özellikle plansız harcananları Allah soracak herhalde bizlere öteki dünyada :))) (1)
Birde uykuda harcamayıp boşa geçirdiğimiz ne yapacağımızı bilemediğimiz kümesten yeni çıkmış tavuklar gibi sağa sola koşturduğumuz panik anlarımız veya her şey bitmiş gibi sadece beklediğimiz, yatıp devirdiğimiz zamanlarımız var? Bunlara ne demeli ben bilemiyorum? En azından uykumuzla pazarlık edemiyorsak ötekilerle bir iyileştirme yapabiliriz.
Mesela bizde sıkıntı yaratan/yapmamız gereken işleri bir listeye dökebiliriz ve bu listedekilerin bize ne gibi etkilerinin olacağı önemlilik/ivedilik/fayda sıralarına göre sıralayıp bir müddet kılavuz olarak bu listemizi kullanabiliriz. Tabi bunun sonu plan için az kullandığımız süper-sonik beynimizin bize kazık atıp yan gelip yatması ve her tarafın yapışkan not kâğıtları olması olabilir… yada sevgiliniz/eşinizi etrafında her şeyi not olan bir problem haline dönebilir siniz :))) unutmamalıdır ki; KADINDAN KORKMAYAN TAŞ OLUR!!! Şüphesiz ki onlar problem sevmezler ;))) ve öç alıcıdırlar… :( :( :( :( -ne kadar ağlasan boş-



Birazda sonra devam edeyim….






(1) yeri gelmişken bir anımı anlatacağım sizlere çok gücükkken hatta bana küçük bile denmezken biz karıncalarla oynarken bir büyüğümüz yanımıza geldi ve dedi ki eğer karıncaları öldürürseniz öteki tarafta siz karınca olacaksınız oda sizi ezecek, öldürecek… biz zaten öldürmüyorduk beklide sadece evlerini merak ediyorduk... Ama nedense ben çok etkilendim hep aklıma bu gelir ne zaman öte taraftaki adalete ait bir muhakemede bulsam kendimi hemen neden yargılanıyorsam o ve benle yer değiştirim. Karınca olurum, at olurum, arkadaş olurum, simitçi olurum, bakkal olurum, manav olurum, kedi olurum :))) aslında bunlar küçükken olduklarım artık kimseye birşey yapmıyorum, kötü değilim ben. sütten çıkmış ak kaşığım adeta….
–birde topak olurum, çok kötü çok…-

19 Mayıs 2007 Cumartesi

merkez neredesin?

merhaba merkez, uzaktan bildiriyorum. Nasılsın neredesin? neler yapıyordun mutlu musun?
herşey yolundamı, değiştirmek istediğin bişiler var mı? yaşamın neresindesin? ne kadar anlamlandıra biliyorsun hayatını? spor yapıyor musun? kırmızı et'e dikkat ediyor musun? planladığın gibi mi yaşıyorsun? geçmişte istedikleri/planladıkların gerçekleşti mi? ne zaman aradın sevdiklerini? seviyorlar mı hala seni? herşey nasıl, yolunda gidiyor mu? yoksa hayatın tepeden bırakılmış bir teker gibi yuvarlanıyor mu hızlıca... sen neredesin? nasılsın? gitmek istediğin yerler hala kafandamı yoksa artık örümceklendimi kafandaki kapılar, açmıyacak mısın kapılarını? bulanık mı herşey yoksa sadece kötü olanlar mı net? neredesin merkez? var mısın, yok musun? in misin cin misin, neredesin, nerelerdeydin? gittiğinle aynı mısın? yoksa hala gidemedin mi? nasılsın? burnundan nefes alıp ağzından verebiliyor musun? yürüyor musunuzun uzun uzun? konuşabiliyor musun kısa kısa, bakabiliyorr musun uzun uzun* sık sık su içiyor musun? üç beyaz'a dikkat ediyor musun? kolayı sık mı içiyorsun? dikkat ediyor musun nasılsın? aklındakiler hala aklında mı yoksa arada bir yazıyor musun? gereksizler hala aklındami yoksa arada bir siliyor musun? koşuyor musun, ağlıypr musun? yoksa hala çok yukarıdasın aşağıya bakmak ayaklarını uğuşturup kramplar sokuormu, yukarısı nasıl? dikkat et başı dönmesin? ne oldu iskambil kafıdından kalelerin, herşey hesap-kitap matematik mi? yani aslında gerçekler gizlenemez mi? sen ne düşünüyor sun 11 eylül hakkında...

18 Mayıs 2007 Cuma

MURPHY’DEN SEVGİLERLE… ;))) -İnternetten geldi-

MURPHY’DEN SEVGİLERLE…

Bir durumla karşılaştığımızda birinden birini seçmemiz gereken 'iki düşünce seçeneğimiz' vardır. Bunlardan birincisi mevcut koşulları değerlendirmek ve olaya daha ılımlı yaklaşmak. İkincisi ise –ki bu en çok seçilendir- her türlü olumsuz sonuçları, kötü ihtimalleri sübhaneke boncuğu gibi zihinde sıralamak ve hepsinin olabilme ihtimallerini mantıklı süreçlere dayandırmaya çalışmak.

Ben polyanna gibi davranalım demiyorum. Bütün durumlarda her sonucun gerçekleşme ihtimali değerlendirilmeli. Orası öyle de hemen en kötü senaryoyu kafamızda canlandırıp, daha vizyona girmemiş bu filmi zihnen izleyip, duygulanmak, tasalanmak gibi bir adete sahip olan biz aziz Türk milleti olumsuz sonuçlara daha bir sıkı sıkıya odaklanıyoruz. Oysa her durumun %50 iyi - %50 kötü şekilde sonuçlanma ihtimali vardır.

Sınava giren öğrenci o sınavın ne kadar rahat ve güzel şekilde sonuçlandığını tasarlamak yerine kafanı mesken tutmuş “Ya başaramazsam, ya kazanamazsam…” gibi düşüncelerle boğuşur. Tabiri caizse daha doğmamış çocuğuna don biçme çabalarına girer.

Ya da trafikte ilerlemeye çalışan yeni yetme şöförler. Hep kaza ihtimalini canlı tutarlar. “Ya yoldayken kaza olursa, ya heyecanlanırsam…” Bunları düşündükçe hem kaza yapma ihtimalini arttırır (çünkü düşünceler duyguları, duygular da davranışlar, eh doğal olarak da sonuçları etkiler. Bu düşünce o şöförün daha çok heyecanlanmasına, hata yapma olasılığını arttırmasına neden olur) hem de gereksiz yere aşırı stres altında bırakır kendini…

Bazılarımızın Murphy ile akraba olduğunu düşünüyorum zaten. Murphy kim mi? İşte cevabı:

1917 doğumlu Edward A. Murphy Jr. ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi. İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981). Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu. Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi. Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı. Bir kaç ay içinde "Murphy'nin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve daha sonrasında da günlük hayata uyarlanmaya başlandı.

Değerli Hocam Dr. Ala Elcircevi, Çığlığın Gücü isimli kitabında “Eğer A kişi bu başarıları elde edebiliyorsa, sen neden yapamayasın ki?” diye sorar. Aynı soru Murphy’ciler için şöyle uyarlanabilir:

“Eğer A kişi bu kadar başarısız olmayı becerebiliyorsa, bir işi bu kadar eline yüzüne bulaştırabiliyorsa, herşeyi mahvedebiliyorsa, eğer o A kişi denen zat bu kadar olumsuz düşünebiliyorsa söylesene sen neden yapamayasın ki?”


Değil mi? Olumsuzluklara odaklanmak için neyimiz eksik. Aksine koskocaman bir hayal gücümüz var. Bardağın dolu tarafını gören zihnimiz pekala boş tarafının da farkında. Aynı zamanda hayal gücümüz bardağın bu boş tarafını görmekle kalmaz, farkında olmadan biraz tuz ruhu, biraz acı biber ekler. (kimileri tedbirli olmak, olacakları görmek gibi şeyler der, eyvallah ona katılıyorum. Zaten de ben artık bu olumsuza odaklanma işinin profesyonelleri olmuş arkadaşlarımızdan bahsediyorum)

Bakın konuya daldık, konuğu unuttuk. Ne diyorduk? Ha evet, Murphy ile olan bağlarımız. Belki biyolojik değil ama zihinsel bazda kurallarına katılarak bir bağlılık oluşturmayı başarabilmişiz Mesela Murphy Amcamızın birkaç kuralını yazalım:

Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir.
Eğer birkaç şeyin ters gitme olasılığı varsa, en fazla zarar verebilecek olan ters gidecektir.
Her çözüm yeni sorunlar doğurur.
Mümkün olan en kötü koşullar, er ya da geç, mutlaka ortaya çıkar.
İyi başlayan her şey kötü biter... Kötü başlayan her şey daha da kötü biter.
Hangi kuyruğa girerseniz girin, diğeri daha hızlı ilerler.

Bunlara benzer bir sürü kuralı da kendiniz ekleyebilirsiniz. Olumsuzluklara odaklanma konusunda kantarın topuzunu kaçıranlardansanız zaten Murphy’nin veliahtı olma yolunda ilerliyorsunuz demektir.

İşte size örnek olabilecek diğer kurallarından bir demet:

Bir başarısızlık ancak son kontrol yapıldıktan sonra ortaya çıkar. İşler iyiye gitmeden önce kötü gider...
İşlerin iyiye gidebileceğini kim söyledi?
Eger bir deney basarili olmuşsa, ters giden bir şeyler var demektir...
Ne zaman bir işi yapmaya karar verirseniz, o anda yapmanız gereken bir başka iş çıkar.
Tıkanık trafikte, diğer şerit her zaman daha hızlı akar.
Birkaç işinizin birden ters gitme olasılığı varsa, kesinlikle size en çok zarar verecek iş ters gidecektir
Bir eliniz dolu iken diğer elinizle kilitli bir kapıyı açmak zorunda kaldığınızda, anahtar kesinlikle elinizin dolu olduğu taraftaki cebinizdedir.

Ve son olarak;

Eğer Murphy’e hak veriyorsanız:

Gülümseyin… Çünkü yarın daha kötü olacak!
heh he heeee... ;)))

17 Mayıs 2007 Perşembe

80’li yıllarda yaşamak demek ...
































> >Babasının Dursun´a Mektubu> >> >> >

Babasının Dursun´a Mektubu Uy sevgili uşağum Dursun Allah´ın selamı üstine olsin... Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. Bizim köye findukçularin Temel´i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur.. Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, “Uy uşağum ne edeysun orada ?” demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş. Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun! Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum.. Baki Hudaya emanet ol. Baban


Not: Mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum !

Evlenmeden olmaaazzz...



Ben takım tutmam ama hoşuma gitti. Sizinle paylaşiyim dedim...


Güccük Emrah :))

İnternetten Varan 3 =>>>> Aşk... :))))


Erkekler mangal yapmayı neden çok sever? ;)) ???

Erkekler mangal yapmayı neden çok sever?
Mangal mevsimi başladı. Balkonlarda, pikniklerde, bahçelerde mangallar tütecek, yine o kokular etrafa yayılacak. Bu vesileyle, alışılagelmiş mangal seremonisini hatırlayalım dedik. İşte erkeklerin gönüllü oldukları ve 'mangal yapmak erkek işidir' diyerek kolları sıvadıkları olayın detayları.
Yukarıdaki sorunun yanıtı, detaylarda gizlidir.
Bu aktivite esnasında, bir erkeğin gerçek mutfak hünerine tanıklık ederiz. Bir erkek, mangal başına geçmek için gönüllü olduğunda, aşağıda detaylandırılan bir seri olay yaşanır:

1. Erkek mangalı ve mangal kömürünü çıkartır.
2. Kadın ızgarayı temizler.
3. Erkek kasaba gider.
4. Kadın fırına gider.
5. Kadın salatayı ve sebzeleri hazırlar.
6. Kadın pişirilecek etleri hazırlar.
7. Kadın, etleri bir tepsi üzerine, gerekli malzemeler, baharatlar, vs ile dizer.
8. Erkek, mangalı yakar.
9. Erkek, diğer erkeklerin mangal başındaki “hocam mangalı alttan tutuştur veya bu böyle yanmaz” gibi müdahaleleriyle de uğraşmak zorundadır.
10. Kadın temiz ızgarayı ve hazırladığı tepsiyi, mangalın başında elinde birasıyla dikilen adama getirir.
11. Adam etleri ızgaranın üzerine yerleştirir.
12. Kadın içeri geçip, masayı hazırlar.
13. Kadın sebzelerin pişmesini kontrol eder.
14. Kadın tatlıyı hazırlar.
15. Kadın tekrar dışarı çıkar ve kocasına etin yanmakta olduğunu haber verir.
16. Adam çok pişmiş eti ızgaradan alır ve kadına verir.
17. Kadın tabakları çıkartır, masaya dizer.
18. Adam içkileri doldurur.
19. Kadın masayı toplar, kahve hazırlamaya gider.
20. Kadın kahve ve tatlı ikram eder.
21. Yemekten sonra, kadın masayı toplar.
22. Kadın gider bulaşıkları yıkar, mutfağı toparlar.
23. Adam mangalı olduğu yerde bırakır, çünkü içinde hala yanan kömürler vardır.
24. Adam karısına bugün mutfak işi yapmamaktan dolayı mutlu olup olmadığını sorar.
25. Karısının şaşkın bakışları karşısında, kadınları mutlu etmenin imkansız olduğu kararına varır.

16 Mayıs 2007 Çarşamba

- ON EMİR -


1. Kabulleneceksin! - ON EMİR -


2. İzin vereceksin! - ON EMİR -


3. Belden aşağı vurmayacaksın! - ON EMİR -


4. İki kişilik evren kuracaksın! - ON EMİR -


5. Onun tarafını tutacaksın! - ON EMİR -


6.Yıkılmayacaksın! - ON EMİR -


7. "Nitelikli" emek harcayacaksın! - ON EMİR -


8.Öğreneceksin! - ON EMİR -


9. Antrenman yapacaksın! - ON EMİR -


10. Dikkat Edeceksin! - ON EMİR -


Basit Yaşayacaksın.... İnternetten Varan 2

Basit yaşayacaksın, basit.
Mesela susayınca su içecek kadar basit...
Dört çıkacak, ikiyle ikiyi çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
Tek bir düğme, tek bir cümle gibi...
Sevince lafı dolandırmadan söylediğin "Seni Seviyorum" gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana...
Basit, sıcak bir öpücük; ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.

O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
Öpücük için yiyeceksin, hayatının dayağını.
Kabak çekirdeği verecek, sana rakamların veremediği mutluluğu.
El yazısıyla yazılmış, eğri büğrü bir mektup olacak,
En değerli kağıdın, hep yanında taşıdığın, atmaya kıyamadığın.


İki harekette giyiniverecek, iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman ve yola çıkman arasında geçen süre;
Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
Bakışların bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak,
Kaf Dağı'nınönünde bekleyecek mutluluklar.


Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
Ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz romanını;
Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
Bir kaşarlı tost olacak aradığın, nasıl oturacağını bilemediğin sofrada,
Parmakların en kıymetli çatalın,
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.


İskender'in kılıcı duracak, avukat rehberinin yanında.
Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana,
kontraplak bir gitarda doğru basılmış bir fa diyezin mutluluğunu,
Makyajı, ilk "a"sına kadar bilmen yetecek,
Temizlik kokacak en pahalı parfümün.
"Bilmiyorum!" diyebileceksin bilmediğinde
Ve çok normal olacak "bilemeyişin".


Tek dereden su getirmen yetecek,
Bir "istemiyorum" diyebilmeye,
Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
Saatin, sadece saati gösterecek,
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın,
Küçük bir not defteri olacak, "bilgini" en hızlı "sayan".
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...
Çay, simit ve peynirle...


Nazım HİKMET

İnternetten varan 2... ;))

Her eve lazım :

Ø Çoraplarınızı çamaşır makinesine koymadan önce çengelli iğne ile birbirlerine tuturursanız kaybolmadıklarını göreceksiniz.

Ø Kadife ve ipekli elbiselerinizi buharlı bir banyoya asın. Buhar onların tüm kırışıklıklarını alacaktır.

Ø Gözlüğünüzün vidası çok çabuk çıkıyorsa vidayı takmadan önce, vidanın gireceği deliğe renksiz oje damlatın. Vidayı öyle takın.

Ø Satın aldığınız ayakkabılar ayağınızı sıkıyor ise onları bir kaç dakika buhara tutun.

Ø Makasınızı bilemek istiyorsanız, zımpara kağıdı kesin.

Ø Halıdaki sigara yanıklarından, yanık yerler üzerinde zımpara kağıdı ile dairesel hareketler yaparak kurtulabilirsiniz.

Ø Mobilyaların yerlerini değiştirdiğinizde halıların üzerinde iz bırakır.Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin.İzden eser kalmadığını göreceksiniz.

Ø Evinizde hayvan besliyorsanız ve bunların tüyleri koltuklarınıza, kanepelerinize bulaşıyorsa elinize yapışkan bir bant sarın ve tüylü olan yerlerde gezdirin.

Ø Fermuarlı giyeceklerinizi çamaşır makinesine koymadan önce kapalı olup olmadığını kontrol edin. Açıksa zedelenebilirler.

Ø Yeni yıkanmış nemli halınızın üzerine mobilyalarınızı koymadan önce ayaklarının altına biraz alüminyum folyo koyun. Böylece izlerin çıkmasına engel olacaksınız.

Ø Üst üste koyduğunuz bardaklar yapışıp çıkmıyorsa bir leğenin içerisine koyun Üstteki bardağın içerisine buz koyup leğenin içerisine yavaş yavaş sıcak su koyun. Bardakların kolayca çıktığını göreceksiniz.

Ø Tahta salata kaplarınızı suyun içerisinde bekletirseniz çatlarlar. Bunu önlemek için kullandıktan sonra bekletmeden yıkayıp, kurulayın.Böylece tahtaların bozulmalarını önlemiş olursunuz.

Ø Çocuğunuz için bir parti vereceğiniz zaman süslü bardakları şu şekilde yapabilirsiniz. Bardakların ağzını önce yumurta akına batırın.Daha sonra renkli pasta şekerinin içerisine batırıp kurumasını bekleyin.

Ø Satın aldığınız plastik ve cam eşyaların üzerine yapıştırılan etiketlerden kurtulmak için etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayıp yıkayın. Üzerinde hiç bir leke ve çizilme oluşmayacaktır.

Ø Çekmecelerinizin rayları takılıp kolayca kapanıp açılmıyorsa biraz sabun sürün. Rahatça açılıp kapandığını göreceksiniz.

Ø Radyatörlerinizin arkasına alüminyum folyo yapıştırırsanız, sıcaklığın duvardan dışarı değil odanın içerisine yansımasını sağlamış olursunuz.

Ø Ütü yapmayı kolaylaştırmak ve süreyi azaltmak için ütü masasının kılıfının altına alüminyum folyo koyun. Sıcağı geri yansıtacağından ütü yapmak daha kolay olacaktır.

Ø Bez pabuçların temizlenmesi sorun oluyor ise pabuçları bir yastık kılıfının içerisine koyun. Kılıfın ağzını kapayın ve çamaşır makinasında yıkayın. Yeni gibi olacaklardır.

Ø Buz kalıplarınızı su ile doldurmadan önce bölmelere portakal, limon ve dilediğiniz meyve parçacıkları yerleştirirseniz dekoratif buzlar elde etmiş olursunuz.

Ø Sağlıklı dişlere sahip olmak istiyorsanız günde iki kez 150 gr yağsız peynir tüketin. Peynirdeki kalsiyum diyetini kuvvetlendirir, dişleri sağlamlaştırır Eğer ayaklarınız çok ısınıp şişiyorsa onlerı saatlerce sıcak suda bekletmeyin, aksine kolonya ile ovalayın. Bilekleriniz ve ayaklarınız şişmeyecektir Eğer ayaklarınız çok hassas ise, sıcak havalarda şikayetleriniz artıyorsa, her sabah bir kaç damla zeytinyağı ile ovalayın.

Ø Eğer cildiniz kuru ise bir muzu ezin, içerisine bir çay kaşığı bal veya bademyağı karıştırıp yüzünüze sürün. Bir kaç dakika bekleyip ılık su ile yıkayın.

Ø Pamuklu giysilerinizin çekmemesi için ilk yıkamada bir gece soğuk suyun içerisinde bekletin, sonra yıkayın, çekmeyeceklerdir.

Ø Dirsek ve topuklarınızın sertleşmesini istemiyorsanız, bir dilim limon ile ovun. Böylece yumuşacık olacaklardır.

Ø Duvar kağıtlarını yenilemek istediğinizde eski kağıtları çıkartmak her zaman sorun olur. Ilık su dolu bir kaba bir miktar bulaşık deterjanı dökün ve karışıma batırdığınız sünger ile duvar kağıtlarını silin, kolayca çıkacaklardır.

Ø Yeni bir tava satın aldığınızda ilk önce içinde bir miktar sirke kaynatın.

Ø Bu işlem ilerde kızartmalarınızın tavaya yapışmasını önleyecektir.

Ø Büyüme çağında yanında sigara içilen çocuklarda kulak enfeksiyonlarına daha çok rastlandığı saptanmıştır.

Ø Hamilelikte günde 15 ve üzeri sigara içen annelerin çocuklarının sakat doğma riski ciddi olarak artmakta ve ilk üç aylarında hastaneye kaldırılma riskleri 2 kat daha fazla olmaktadır.

Ø Sigara içmenin stresi azaltmak yerine artırdığı saptanmıştır.Yiyecek satın alırken mutlaka etiketlerini okuyun. Kilo verme savaşında mağlup olmak istemiyorsanız kalorilere ve yağa karşı tetikte olun.

Ø Cevizle dost olun. İçindeki yağ beyin hücreleri için çok yaralıdır. Kan şekerini düşürdüğü için şeker hastalarına da uzmanlar tarafından tavsiye edilir Hızlı kilo verip tekrar almak vücudunuzun zayıflamaya karşı direncini arttırır ve giderek kilo vermeniz zorlaşır. Metabolizma alt üst olur.

Ø Rasgele diyet, rasgele sağlık yani sağlıksızlık demektir.Sağlığınızı hafife almayın ve rasgele diyet yapmayın.

Ø Duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. Çiviyi öyle çakın. Böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız.

Ø Bir büyük soğanı rendeleyin ve orta boy bir bal kavanozuna koyup iyice karıştırın. 48 saat bekletin, şurup haline geldiğinde öksürüğü ve soğuk algınlığı olan hastaya sabah akşam bir çorba kaşığı içirin.Soğanın içerdiği yağlar öksürüğü durduracaktır.

Ø Kızartma yağını bir kaç kez kullanabilirsiniz. Kullanılır durumda olup olmadığını anlamak için kızgın yağın içerisine bir dilim ekmek atın.

Ø Ekmekte kara lekeler oluşmuyorsa kullanabilirsiniz.

Ø Cevizlerin kabuklarını kolayca açabilmek için onları bir gece tuzlu suyun içerisinde bekletin. Böylece içleri de dağılmayacaktır.

Ø Unlarınızın böceklenmemesi için, un kavanozunun içerisine bir adet defne yaprağı koyun.

Ø Yumurtaların haşlanırken çatlamaması için, kaynatma suyuna bir çorba kaşığı sirke koyun.

Ø Fırında patates yapmadan önce , 10-15 dakika haşlayın ve çatal ile delin.

Ø Daha kolay pişecektir.

Ø Büyük miktarda patatesiniz var ise torbanın içerisine bir adet elma koyun.

Ø 8 hafta boyunca filizlenmesini ve büzüşmesini önler.

Ø Patateslerinizi kuru ve serin bir yerde saklayın.

Ø Kullanılmış limon kabuklarını rendeleyip şeker ile karıştırın.Kavanozun içerisinde buzdolabında uzun bir süre saklayabilirsiniz.Böylece pasta yaparken elinizin altında hazır bulunur.

Ø Kabarık bir omlet yapmak istiyorsanız, bir çorba kaşığı suyun içerisine bir çay kaşığı mısır unu karıştırın. Hazırladığınız karışımı yumurtaya ilave edin. Böylece kabarık bir omlet yapmış olacaksınız.

Ø Sarımsak doğrarken bıçağa yapışmasını istemiyorsanız, kesme tahtasına biraz tuz serpiştirin.

Ø Yeni bir yemek tarifi denerken, yemek kitabınızı şeffaf bir torbanın içerisine geçirirseniz, onu kirletmemiş olursunuz.

Ø Eğer tencere kapağınızın tutacağı kırıldıysa onun yerine şarap mantarı geçirebilirsiniz. Böylece hem tutacak görevi yapacak, hem de izolasyon.

Ø Hazırladığınız soslarda harika tatlar oluşturmak için soya ve susam yağı kullanabilirsiniz. Ancak bu yağların yüksek ısıda pişirilmesi doğru değildir Pasta yaparken katı yağ kullanacaksanız onu rendenin kalın tarafı ile rendelemeyi deneyin. Küçük parçalar haline gelen margarin daha kolay işlenir Sarımsaklarınızı her zaman elinizin altında hazır bulundurmak istiyorsanız kabuklarını soyduktan sonra bir kavanoza doldurup üzerine zeytinyağı koyarak muhafaza edebilirsiniz. Ayrıca bu yağ yemeklerinize, salatalarınıza ayrı bir lezzet katacaktır.

Ø Peyniri kolay rendelemek için, 15 dakika buzlukta bekletin Bisküvileriniz yumuşamışsa onları birkaç dakika fırınlayın.

Ø Bakır eşyalarınızın parlamasını istiyorsanız, onları sirke ya da limon ve tuz ile ovun Ahşap eşyalarınızı temizlemek için sirke ve zeytinyağı (bir kaç damla)karışımı hazırlayın. Eşyalarınız hem temizlenecek hem de parlayacaktır Çekmeceleri içini boşaltmadan temizlemek istiyorsanız, elektrik süpürgesinin ucuna ince bir çorap geçirin.

Ø Elbisenize sakız yapışırsa, naylon torbanın içerisinde buzluğa koyun.Bir saat bekletin ve çıkartın. Kolayca çıkacaktır.

Ø Halıya sakız yapışırsa üzerinde buz torbası gezdirin.

Ø Eğer galeta ununuz bittiyse ve ekmeğiniz de yoksa mikser ya da blenderden geçireceğiniz kornfleksler aynı işlemi görecektir.

Ø Fırında tavuk kızartacağınız zaman üzerine koyduğunuz baharatlardan içine de koyun. Böylece daha lezzetli olur.

Ø Sert etlerinizi eşit miktarda sirke ve sıvı yağ içerisinde bekletin Yumuşadığını göreceksiniz.

Ø Domates salçanız çok ekşi ise içerisine bir havuç rendeleyin.Havuç, salçanızı (sosunuzu) tatlandıracaktır.

Ø Mantarların daha lezzetli olması için pişirmeden önce üzerlerine biraz tuz ve limon suyu koyun, 5 dakika bekletin. Daha sonra pişirin.

Ø Fırın torbasında tavuk pişirirken; malzemeleri doldurduğunuz fırın torbasının üzerine bir kaç delik açın. Böylece daha çabuk ve iyi pişer.

Ø Ayrıca fırın torbasının içerisine bir kaç diş sarımsak koyarsanız lezzetine doyum olmaz.

Ø Fırında tavuk kızartacağınız zaman bir limonu ikiye bölün, yarısını tavuğun üzerine bastırarak iyice sürün. Diğer yarısını ise tavuğun içerisine yerleştirin. Tavuğunuz nar gibi kızaracaktır.

Ø 2 Çorba kaşığı yoğurdu, sulandırılmış 1 çorba kaşığı salçayı ve birazda zeytinyağını derin bir kabın içerisinde karıştırın. Fırına koymadan önce tavuğun her tarafına sürün. Çok daha lezzetli olacaktır.

Ø Satın aldığınız havucun yapraklarını atmayın, salatalarınızda kullanın.

Ø Çünkü bu yapraklarda kemik erimesini önleyen kalsiyum bol miktarda bulunur.

Ø C vitamini ısı ile çok çabuk kaybolur. Bunun için C vitamini içeren sebze ve meyveleri fazla bekletmeden taze olarak tüketin.

Ø Hazırladığınız kekin ortasına malzeme koyacağınız zaman bıçak ile kesmenize gerek yok. Dikiş ipliğini kekin etrafına gerip dikkatlice çektiğiniz zaman düzgün bir şekilde kesildiğini göreceksiniz.

Ø Hazırladığınız kekin, fırında pişirirken çökmemesi için hamuru kalıbı ile birlikte fırına koymadan önce 20 dakika kadar dinlendirin.

Ø Satın aldığınız kültür mantarlarını kese kağıdında ağzı kapalı olarak buzdolabının sebze bölümünde saklıya bilirsiniz. En az 2-3 gün tazeliklerini kaybetmezler. Mantarları hiç bir zaman plastik torbada muhafaza etmeyin çünkü yapış yapış olurlar.

Ø Tencerede kalan soslu makarnayı ısıtmak çoğu kişiye zor gelir.Çünkü tencerenin dibi tutar yada alt tarafı ısınır üzeri soğuk kalır.Makarna kabını kaynar su dolu tencerenin içerisine koyun (benmari usulü)bir süre ocak üzerinde bekletin. Böylece makarnanız kolayca ısınacaktır.

Ø Yumurta yüksek ısıda sülfürik asit çıkaran bir besin olduğu için on dakikadan fazla haşlamayın.

Ø Hamur açarken merdane yerine içi buz gibi su dolu bir şişeyi deneyin.

Ø Hamurunuzun daha kolay açıldığını göreceksiniz.

Ø Pişirdiğiniz sebzelerin renklerini kaybetmemesi için bir kesme şeker yada limon suyu koyun.

Ø Hazırladığınız omletin tavaya yapışmaması için, önce tavayı ocağa koyup iyice ısıtın sonra yağı döküp kızdırın. Daha sonra karışımı tavaya alın ve ocağın altını kısın.

Ø Kesilmiş ve açık havada kalmış soğan zararlıdır.Kullanmadığınız soğan parçalarını saklamayın.

Ø Kavanozdaki hardal kurumaya başladıysa içerisine birkaç damla limon suyu yada sirke ile toz şeker ilave edin iyice karıştırın Çok miktarda alkollü ve alkolsüz kokteyller hazırladığınızda onlardan bir miktarını buz kaplarına yerleştirin. Kokteyllerin içerisine bunları kullanın Böylece sulanıp tatlarını kaybetmeyeceklerdir Uzun süre saklanan kuru soğanlar filizlenmeye başlar ve tazeliğini yitirerek çürür. Kuru soğanları kese kağıdına sardıktan sonra buzdolabının sebze bölümünde muhafaza ederseniz çürüyüp bozulmasını önlemiş olursunuz.

Ø Katı yumurtayı parçalamadan kesmek için kullanacağınız bıçağı önceden sıcak suyun içerisine koyup ıslatın ve kesin.Dağılmayacaklardır.

Ø Akşamdan artan pirinç pilavını ısıtıp yemeği sevmiyorsanız, onu çorbalarınızda değerlendirebilirsiniz.

Ø Kızarttığınız tavuğun tekrar ısıttığınızda lezzetini kaybetmesini istemiyorsanız tavuk parçalarını bir süzgece koyun. Tencerenin içerisinde su kaynatın ve süzgeci üzerine oturtun. Buharda ısıtılan tavuk lezzetinde hiçbir şey kaybetmeyecektir.

Ø Makarnanızı soğuk suyun altından geçirmeniz gereken yegane zaman onu soğuk olarak servis yapacağınız zamandır. Yada üzerine kaynar bir sos döküp anında servis yapacağınız zamandır. O zaman pişirme sürecini durdurmak için soğuk suyun altında gezdirin ve suyunu iyice süzün.

Ø Satın aldığınız kaşar peynirini uzun süre saklamak istiyorsanız onu küçük porsiyonlara ayırın ve buzlukta dondurun. İstediğiniz kadarını çözülmesini bekleyip kullanabilirsiniz.

Ø Maydanozu yemeklerinize ateşten almadan bir kaç dakika önce ilave edin.Çünkü pişmiş maydanoz acımtırak bir tat alır ve vitamini kaybolur.

Ø Kırmızı et ile hazırladığınız yemeklerin daha lezzetli olmasını istiyorsanız etin üzerine bir miktar biberiye serpin, kemik uçlarına sarımsak sürün. Daha sonra az yağ ile fırında kızartın.

Ø Satın aldığınız kahveyi taze saklamak istiyorsanız cam kavanoza boşaltıp içine iki adet kesme şeker atın. Ağzını sıkıca kapatın.Kahvenin taze kaldığını göreceksiniz Limondan daha fazla su elde etmek istiyorsanız, limonu yıkayıp kuruladıktan sonra çatal ile bir kez delin, sonra suyunu sıkın.

Ø Satın aldığınız kiviler çok sert ve ham ise bir gece boyunca plastik bir torba içerisinde elma ve armut ile saklayın.

Ø Patates pürenize değişik bir koku vermek istiyorsanız içine bir miktar hindistancevizi atın. Tadının çok değiştiğini göreceksiniz.

Ø Yaptığınız böreğin kıvamında pişmesini istiyorsanız fırına koymadan önce birkaç saat buzdolabında bekletin. Böylece çok daha lezzetli olacaktır.

Ø Kahvaltı yada çay saati için hazırladığınız hamur kızartmalarının daha lezzetli olmasını istiyorsanız, hamura eklediğiniz kabartma tozuna biraz toz şeker katın.

Ø Elma formunuzu korumak için ideal bir iştah kesicidir. Ayrıca sabah aç karnına yendiğinde bağırsakları çalıştırır.

Ø Bir adet kivide, bir portakalda olan C vitaminin iki katı vardır.

Ø Yoğurttan daha fazla yararlanmak istiyorsanız suyunu atmayın.Yoğurdun tüm mineral ve vitaminleri bu suyun içinde bulunmaktadır.

Ø Evinizde mayonez hazırlarken bir kez de zeytinyağı yerine susam yağını deneyin. Mayonezinizin daha lezzetli olduğunu göreceksiniz.

Ø Yemeğinizin yağı fazla kaçtı ise içine bir kaç küp buz atarak yağların buzun üzerine toplanmasını sağlayabilirsiniz.

Ø Patlıcan kabuklarını soyduktan sonra içine sirke ve çok az zeytinyağı konmuş suda çok az haşlayın. Daha sonra istediğiniz küçükte doğrayın ve pilav yaparken içine katın. Pilavınız daha lezzetli olacaktır.

Ø Dondurduğunuz sebzelerin uzun bir süre tazeliklerini korumalarını istiyorsanız dondurmadan önce kaynayan su içerisine batırarak 2- 3 dakika şok haşlama yapın, ardından hemen soğuk suya tutun. Suları iyice süzüldükten sonra naylon torbalara doldurup havasını alın ve dondurun.

Ø Kök ve yaprakları beraber yenilen sebzeler pişirilirken önce kökleri ince ince doğranıp tencereye konulmalı. Yaprakları ise daha sonra ilave edilmeli. Böylece besin değerleri kaybolmayacaktır.

Ø Evde pasta yaparken kullandığınız meyve şekerlemelerinin dibe çökmesini istemiyorsanız hazırladığınız hamura bir miktar mısır unu ilave edin.

Ø Meyveler pişerken suları yoğunlaşır ve dibe çökmezler.

Ø Kek kalıbınızın içine hamurunuzu dökmeden önce ortasına bir şerit alüminyum folyo koyun. Böylece kekinizi pişirdikten sonra kolayca çıkartabilirsiniz.

Ø Satın aldığınız balığı hemen pişirmeyecekseniz, parçalara ayrılmış olarak almayın. Temizlenmiş, bütün olarak alın. Çünkü derisiz et zararlı bakterilere karşı daha açık ve duyarlıdır.

Ø Naftalin kokusundan hoşlanmıyorsanız, dolapların içine limon kabuğu ve karanfil taneleri koyun. Böylece hem güve gelmeyecek hem de giysileriniz güzel kokacak.

Ø Lahana ve karnabahar pişirirken çıkan kokuyu önlemek istiyorsanız tencerenin kapağına bir dilim ekmek koyun.

Ø Soğan, sarımsak kesmeden önce parmaklarınıza limon suyu sürerseniz , istemediğiniz kokulardan kurtulmuş olursunuz.

Ø Kızartma kokularının bütün eve yayılmaması için yağın içerisine bir iki dal maydanoz atın.

Ø Lambalarınızın üzerine kullanmadığınız kokularınızdan veya biraz vanilya sürerseniz, lambalarınızı yaktığınızda mis gibi koku yayılacaktır.( Fazla sürmeyin.)

Ø Evinizin mis gibi kokmasını istiyorsanız, bir kaç tane karanfili az su ile kaynatın.

Ø Kötü kokan spor ayakkabılarınızın içerisine biraz bikarbonat koyun ve bir gece bekletin. Sabahleyin silkeleyin. Kötü kokulardan eser kalmayacaktır.

Ø Parfümü bitmiş küçük parfüm şişelerini atmaya kıyamıyorsanız onları çamaşır dolabınıza koyun. Böylece çamaşırlarınızın hoş kokmasını saglarsiniz.

İnternetten maille gelmişti. Daha iyilerini yapabilrim ama şimdilik bunuda ekleyeyim... ;))

1- Ucuz araba kullan ama, alabilecegin en guzel evi al.
2- Adam gibi uc fikra ogren.
3- Sevinclerini sakin erteleme.
4- Esini cok iyi sec. Cunku bu secim mutlulugunun veya bedbahliginin %90'ini olusturur.
5- Hergun 30 Dakika yuruyus yap.
6- Her yemekten once sukret.
7- Bir arkadasina sirrini aciklamadan once iki kere dusun.
8- Maas cekini imzalayan kisileri asla elestirme.
9- Kaybedecek seyleri olmayan insanlardan kork.
10- Gozunun onunde hep guzel seyler bulundur.
11- Cocuklarin, adet kelimesini duyduklarinda seni hatirlayacak sekilde yasa.
12- Dinine ait kitabi tam anlamiyla okumak icin kendine bir yil sure tani.
13- Kendini ve baskalarini affetmesini bil.
14- Ilkyardimi ogren.
15- Biri seni kucakladiginda ilk birakan sen olma.
16- Hergun 6 bardak suyunu icmeyi unutma.
17- Seni seven insanlari koru.
18- Zor da olsa ailenle tatil yapmak icin herseyi dene. Bu tatildeki anlar, hayatinin en degerli anlarindan biri olacak.
19- Kendine yapilmasini istemedigin hicbirseyi baskalarina yapma.
20- Basariya, ic huzura kavustugun, saglikli oldugun ve sevildigin zamani degerlendir.
21- Iyi ve basarili bir evliligin iki seye bagli oldugunu unutma : a) Dogru insani bulmak b) Dogru insan olmak.
22- Ebeveynlerini, esini ve cocuklarini elestirmek istedigin zaman dilini isir.
23- Sevimsiz olmayacak sekilde ayri fikirde olmayi ogren.
24- Cesaretli ol, hayatina geri baktiginda yaptiklarin icin degil yapmadiklarin icin uzuleceksin. 25- Cok mukemmel buldugun bir fikri baskasinin engellemesine izin verme.
26- Keyifsizliklerini aciga vurma.
27- Nasil bir duygu oldugunu ogrenmek icin 24 saat kimseyi ve birseyi elestirme.
28- Evliligini guzellestirmek icin hergun birseyler yap.
29- Iyilik dolu bir sozu ve iyiligin etkisini asla kucumseme.
30- Cocuklarin hakkinda baskalarina iyi birseyler soylerken, birak onlar da duysun.
31- Guc, sahip oldugun mallarla ilgili degildir. Unutma !!!
32- Cocuklarini anlamaya calis, yargilamaya degil.
33- Kalem ve not defterini daima yaninda tasi.
34- Zaman ve kelimeleri bosyere harcama, ikiside cok degerli.
35- Insanlarin yaptiklari olumsuz seyleri degil, ileride yapacaklarini dusun.
36- Senden az ya da cok parasi olanlarla, paran hakkinda konusma.
37- Birseyi elde etmek cok caba sarfettiysen, tadini cikarmak icin zaman ayir.
38- Birisinin kahramani ol.
39- Neyi ve kimi destekledigini insanlara soyle.
40- Sadece ask icin evlen.

13 Mayıs 2007 Pazar

merhaba....

deneme deneme deneme
seni seviyorum altın topum
somun ekmeğim, papatyam...

 
eXTReMe Tracker
Directory of General Blogs